Bilgisayar Programlarının Fikri Mülkiyet Hukuku Kapsamında Korunması

Bu makale bilgisayar programlarının fikri mülkiyet hukuku kapsamında korunması, FSEK açısından korumanın görünümü ele alınacaktır.

Korumanın incelemesini yapmak için öncelikle bilgisayar programlarının nasıl çalıştığını incelemek yerinde olacaktır. Bilgisayarlar içlerinde bulundurdukları işlemci adlı donanımsal mekanizma ile kendilerine gönderilen işleri işleyerek ortaya bir veri sonucu çıkarırlar. İşlemci adlı donanımsal mekanizmanın çalışabilmesi için bilgisayara girdi oluşturduğumuz verinin bilgisayarın anlayabileceği bir formda sunulması gerekir. Bu formlar programın yazıldığı algoritma kısmı, kaynak kodu ve nesne kodudur.

Bilgisayar kendi donanımları arasında iletişi kurarken binary kodlama sistemi denilen 1 ve 0 dan oluşan bir dili kullanır. Programcılar açısından bu dil ile karmaşık programlar yazmak zor olduğundan program yazılırken derleyiciler kullanılır. Programcıların yazmış oldukları kaynak kodları, derleyiciler vasıtası ile bilgisayarın donanımlarının anlayacağı formata dönüştürülmüş olur. Bilgisayarın kendi donanımlarının iletişimi arasında kullanılan bu formata nesne kodu adı verilir. Nesne kodu 1 ve 0’lardan oluşan binary formatında ifade edilir. Programın yayımcısı kendi pazarlama stratejisine göre bu kaynak kodları karşı bir sözleşme aracılığıyla devredebileceği gibi kendine saklı olarakta tutabilir. Fikri mülkiyet kapsamında kaynak kodu da nesne kodu da korunur.

Korumanın Tarihsel Süreci

Tarihsel olarak bilgisayar programlarının fikri mülkiyet hukuku kapsamından korunmasının başlangıcı açısından ilk harekete geçen devletlerden biri ABD’dir. ABD’de 1980 yılından 17 sayılı Birleşik Devletler Telif Hakkı Kanunu2nda yapılan bir değişiklik ile kanuna “bilgisayar programı” tanımı eklenmiştir. Bu değişiklik ile, bilgisayar programı, belli bir sonuca ulaşmak için bir bilgisayarda doğrudan veya dolaylı olarak kullanılacak bir dizi ifade veya talimat şeklinde tanımlanmıştır.[1]

Bilgisayar programlarının mevzuatta ki tanımı ise 5864 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 1/B maddesinin g bendinde yapılmıştır.[2] Burada bilgisayar programları “bir bilgisayar sisteminin özel bir işlem veya görev yapmasını sağlayacak bir şekilde düzene konulmuş bilgisayar emir dizgesini ve bu emir dizisinin oluşum ve gelişimini sağlayacak hazırlık çalışmalarını ifade etmektedir.”

Korumanın Kapsamı

           5846 Sayılı FSEK madde 2/1’de “İlim ve edebiyat eserleri şunlardır: 1.Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları” ifade edildiği üzere bilgisayar programları FSEK kapsamında, ilim ve edebiyat eserleri kategorisi altında korunmaktadır.

FSEK kapsamında eser niteliğine haiz olabilmek için eserin, eser sahibinin hususiyetini taşıması gerekir. Bilgisayar programına ait program kodları bu program sahibinin hususiyetini taşıması suretiyle korumadan yararlanır. Fakat bir bilgisayar programı aracılığıyla meydana getirilen görüntüler, veriler bu korumanın kapsamında değildir.

FSEK’in 8/1 maddesi gereğince bir eserin sahibi, o eseri meydana getiren kişidir. Bilgisayar programları açısından eser sahipliği tek kişi olabileceği gibi iki kişide aynı eser üzerinde eser sahibi olabilir.

Eser sahipliğinden doğan manevi haklar açısından bilgisayar programları için diğer ilim ve edebiyat eserlerinden farklı bir durum mevcut değildir. Bu doğrultuda eser sahipliğinden doğan mali haklar olarak; eseri umuma arz hakkı (FSEK 14.madde), adın belirtilmesi hakkı (15. madde), eserde değişiklik yapılmasını men etme hakkdır.

Eser sahipliğinden doğan mali haklar ise işleme hakkı, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, temsil hakkı,İşaret, Ses ve/veya Görüntü Nakline Yarayan Araçlarla Umuma İletim Hakkı

Bilgisayar programlarının kolay bir şekilde çoğaltılabilmesi nedeniyle kanunda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. FSEK 38/1’e göre Bütün fikir ve sanat eserlerinin, kar amacı güdülmeksizin şahsen kullanma amacı ile çoğaltılması hukuken mümkündür. Ancak bu çoğaltma eylemi hak sahibinin meşru menfaatlerine haklı bir sebep olmaksızın zarar vermemeli veya eserden normal yararlanmaya aykırı olmamalıdır. FSEK 38/3’te sözleşme özgürlüğü kanunda belirtilen ölçüde çoğaltma hakkı açısından sınırlandırılmıştır.

Yayma hakkı açısından Usedsoft v. Oracle kararı[3] ve karar doğrultusunda Türkiye’de verilen 30.06.2015 tarihli Yargıtay kararına değinmek yerinde olacaktır. Davaya konu olayda Microsoft bilgisayarlara Windows işletim sistemi programını yüklenmiş bir şekilde bilgisayarları satıp, bilgisayarların üzerine programın orijinal olduğunu gösteren COA etiketi yapıştırmaktadır. Davacı taraf ise Micrososft’un bu şekilde piyasaya sürdüğü cihazları toplayarak bunlardaki COA etiketini sökerek kendi kurtarma CD’lerine yapıştırıyor. Bu olayda mahkeme ABAD’ın tükenme ilkesi için belirlediği şartların yerine geldiği gerekçesi ile Microsoft’un fikri haklarının ihlal edilmediğinine karar veriyor. Davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 11. H.D. önüne gelen karar oy birliği ile onanmıştır.[4]

Yukarıda belirtiğimiz mali hakların bir süre kısıtlaması mevcuttur. Bunun yanında mali hakların kullanımı ise bir süre ile sınırlandırılmamıştır. FSEK m. 27/1’de Mali haklar açısından eser sahibinin yaşamı boyunca ve eser sahibinin ölümden sonra 70 yıllık bir süre öngörülmüştür.

Eser sahibinin haklarının ihlal edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki imkanlar

           Eserden doğan hakların ihlal edilmesi halinde açılabilecek davalar Ceza davası ve Hukuk davaları şeklinde iki başlıkta toplanabilir. Hukuk davaları kendi içinde Tecavüzün ref’i (m.66, m.67, m.68), Tecavüzün men’i (m.69), maddi ve manevi tazminat davaları (m.70) şeklinde başlıklara ayrılır. Bu davaları eser sahibi açabileceği gibi eser sahibi öldükten sonra mali hakları devralan kişilerde bu davaları açabilir.

Sonuç

Bilgisayar programları telif hukuku kapsamında korunur. Bu korumanın sınırları ve istisnaları FSEK’te düzenlenmiştir. Manevi haklar açısından diğer eser korumalarından majör bir farkı olmamakla birlikte maddi haklar açısından yayma, çoğaltma haklarının üzerinde  bilgisayar programlarının korunması ayrı olarak incelenmelidir.

Bilgisayar programları telif hakkı koruması ile korunmasının avantajları yanları olduğu gibi dezavantajlı yanlarıda vardır. Telif hakkı koruması ile eserin altında yatan fikir korunmadığından bu yönden patent korumasından eksik bir koruma söz konusudur. Fakat olumlu yanları olarak eser sahibinin hayatı boyunca koruma ve öldükten sonraki 70 yıllık koruma patent korumasına nispeten uzun bir süredir.[5] Telif korumasının bir diğer avantajı ise tescilsiz bir şekilde korumanın kendiğinden gerçekleşebilmesidir.[6] Buna karşılık ticari sır koruması yalnızca gizlilik içinde muhafaza edilen programlar bakımından; patent koruması ise bu korumanın bir koşulu olan yenilik şartını sağlayabilen programlar bakımından geçerlidir[7]

Kaynakça

Emine Sena Yazıcı, “Bilgisayar programlarının fikri mülkiyet hukuku çerçevesinde korunması (2019)”, (Yüksek lisans Tezi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi. Lisansüstü Eğitim Enstitüsü,

Rauf KARASU, Cahit SULUK, Temel NAL, Fikri Mülkiyet Hukuku, (Ankara: Seçkin Yayın Dağıtım, 2020),

Yargıtay 11. H.D., 30/06/2015, E. 2014/17376, K. 2015/8772.

ABAD UsedSoft v. Oracle kararı  C-128/ 11, 03.07.2012.


[1]  Title 17 of the U.S. Code: Copyright Law of the United States (P. L. No. 94-553,90 Stat. 2541).

[2] 5864 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu

[3] ABAD UsedSoft v. Oracle kararı  C-128/ 11, 03.07.2012.

[4] Yargıtay 11. H.D., 30/06/2015, E. 2014/17376, K. 2015/8772.

[5] Emine Sena Yazıcı, “Bilgisayar programlarının fikri mülkiyet hukuku çerçevesinde korunması (2019)”, (Yüksek lisans Tezi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi. Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 127

[6] Emine Sena Yazıcı, “Bilgisayar programlarının fikri mülkiyet hukuku çerçevesinde korunması (2019)”, (Yüksek lisans Tezi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi. Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 126

[7]  Cary H. Sherman, Hamish R. Sandison and Marc D. Guren, Computer Software Protection Law, (Washington D.C.: The Bureau of National Affairs Inc., Vol. 2, 1991), §603.2.

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir